shape
shape
shapeBRANŞLAR VE HASTALIKLAR

Üroonkoloji Merkezi

Üroonkoloji, ürolojik kanserlerin tanı ve tedavisini içeren bir uzmanlık dalıdır. Üroonkoloji merkezlerinde, böbrek, mesane, prostat ve testis kanseri gibi hastalıkların tedavi süreçleri yönetilir. Üroonkoloji, hem cerrahi hem de kemoterapi ve radyoterapi gibi tedavi yöntemlerini kullanarak hastalara bütüncül bir tedavi süreci sunar.


Tedavi Yöntemleri:

  • Cerrahi Müdahale: Kanserli dokuların çıkarılması amacıyla yapılan ameliyatlar, üroonkoloji alanında en yaygın tedavi yöntemidir. Prostat kanseri, mesane kanseri gibi hastalıklarda cerrahi müdahaleler yapılabilir.
  • Kemoterapi ve Radyoterapi: Kanser hücrelerini yok etmek için kullanılan bu yöntemler, cerrahi tedaviyle birlikte veya tek başına uygulanabilir.
  • Minimal İnvaziv Cerrahi: Laparoskopik ve robotik cerrahi teknikler, hastaların daha hızlı iyileşmesini sağlamak için tercih edilir.
  • İmmünoterapiler: Bağışıklık sistemini güçlendirerek kanserle mücadeleye yardımcı olan tedavi yöntemleridir.

Üroonkoloji Tedavisinde İzlem:

Üroonkoloji tedavisinde erken teşhis çok önemlidir. Kanserin evresi ve hastanın genel sağlık durumu göz önünde bulundurularak tedavi planı belirlenir. Tedavi sonrasında, hastaların düzenli olarak izlenmesi ve kontrol edilmesi, tedaviye yanıtı değerlendirerek olası nükslerin önüne geçmek için büyük önem taşır.


Üroonkoloji uzmanları, hastaları sadece fiziksel değil, psikolojik açıdan da destekler. Tedavi süreci, hastanın yaşam kalitesini artırmak için bir bütün olarak ele alınır.

Mesane Kanseri:

Sigarayla yakın ilişkisi bilinen bu kanserde ilk belirti çoğunlukla idrarda kanama şeklinde olur. Mesane kanserlerinin çoğu erken evrede tanı alır ancak sık nüks etme ve tedavi edilmez ise ilerlemeye eğilimlidir. İdrarda kanama ile başvuran hastalarda sistoskopi ile idrar kesesinde tümör olup olmadığı incelenir.

Tedavi yöntemi:

  • Mesane Tümörü Rezeksiyonu (TUR-MT): Tümör saptanması durumunda endoskopik olarak mesane tümörü rezeksiyonu (TUR-MT) yapılır.
  • İlaç tedavisi: Yüzeyel mesane tümörlerinde tekrarı önlemek amacıyla tamamlayıcı tedavi olarak mesane içine kemoterapi ya da BCG immünoterapisi uygulanabilir.
  • Sistoskopi: Patoloji sonucuna göre yüzeye sınırlı tümörü olan hastalar 3 ayda bir sistoskopi ile kontrol edilirler.
  • Radikal Sistektomi: Patoloji sonucunda mesanenin kas tabakasında yayılım varsa hastanın mesanesinin tamamen alınması, pelvis bölgesindeki lenf bezlerinin çıkarılması ve ince bağırsaktan yeni mesane oluşturulması gereklidir. Radikal Sistektomi olarak bilinen bu ameliyat robotik cerrahi veya açık yöntemle gerçekleştirilebilir.
  • Diğer tedaviler: Cerrahi için uygun olmayan hastalar radyoterapi-kemoterapi (RT-KT) kombinasyonuyla tedavi edilir.

Testis Tümörleri:

Testis tümörleri üreme çağındaki genç erkeklerde görülmesi ve uygun hayat kurtarıcı tedavilerle yüksek oranda tedavi edilebilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.

Tedavi yöntemi:

  • İnguinal orşiektomi: Testiste kitle ile başvuran hastalarda tümör şüphesi olduğunda derhal ameliyat planlanır ve vakit geçirmeden inguinal orşiektomi ile tümörlü testis çıkarılır. Takiben bilgisayarlı tomografi (BT) ile tüm vücut taraması yapılır. Tedavi takibinde tümör belirteçleri olan BHCG, AFP ve LDH serum düzeylerinden faydalanılabilir. Testis tümörleri patolojik yapılarına göre farklı davranış gösterdiğinden takip ve tedavi yaklaşımları da buna göre belirlenir.
  • Retroperitoneal Lenf Nodu Diseksiyonu (RPLND): Retroperitonda büyük damarlar aort ve vena cava (ana atardamar ve toplardamar) çevresinde metastatik lenf bezi tutulumu olan hastalarda bu tümör dokuları açık cerrahi ya da robotik cerrahi ile gerçekleştirilen Retroperitoneal Lenf Nodu Diseksiyonu (RPLND) ile tamamen temizlenir.
  • Diğer tedaviler: Patolojik inceleme sonuçlarına göre hastaların ek kemoterapi (KT) ve radyoterapi (RT) alması gerekebilir.

Böbrek kanseri

Sigarayla yakın ilişkisi bilinen bu kanserde ilk belirti çoğunlukla idrarda kanama şeklinde olur. Mesane kanserlerinin çoğu erken evrede tanı alır ancak sık nüks etme ve tedavi edilmez ise ilerlemeye eğilimlidir. İdrarda kanama ile başvuran hastalarda sistoskopi ile idrar kesesinde tümör olup olmadığı incelenir.


Böbrek tümörlerinin her evresinde cerrahi tedavinin yeri vardır. Ameliyat ile tümörün tamamen çıkarılması sınırlı hastalıkta tam tedavi şansı doğururken, yaygın hastalıkta kanserin ilerlemesini yavaşlatarak hastaların yaşam süresini uzatmaktadır.


Tıptaki ve teknolojideki gelişmeler ışığında günümüzde uygun hastalarda mümkün olduğunca sağlıklı böbrek dokusunu koruyarak tümörlü dokunun çıkarılmasını amaçlayan böbrek koruyucu cerrahiler (Parsiyel Nefrektomi-PN) uygulanmaktadır. Çok büyük tümörlerde ve tümörün yeri nedeniyle çıkarmanın güç olduğu durumlarda o böbreği tamamen çıkarmak gerekebilir (Radikal Nefrektomi). Böbrek koruyucu cerrahiler ile hem hastadaki tümörlü doku tamamen temizlenmiş olur, hem de böbrek fonksiyonları kısmen korunarak uzun dönemde böbrek yetmezliği, kalp yetmezliği ve hipertansiyon gelişme riski azaltılmış olur.


Bunun dışında herhangi bir nedenle retroperitonda bağ dokusunun aşırı çoğalması (bu bölgeye radyoterapi alanlarda, bazen de hiç bir neden ortaya konulmaksızın) idrar kanallarının (üreterlerin) çevre yapışık dokular arasında sıkışması (Retroperitoneal Fibrozis) sonucu böbreklerden idrar boşaltımı bozulabilir. Bu hastalarda açık cerrahi ya da robotik cerrahi ile gerçekleştirilen ameliyatla üreterler bu yapışıklıklardan serbestleştirilip çevre dokunun bakısından kurtarılır (Üreterolizis).

Böbrek üstü bezi (Adrenal) tümörleri

Adrenal bezler her iki böbreğin üzerinde yer alan, vücut kortikosteroid dengesi, su-tuz dengesi, tansiyon düzenlenmesinde ve androjen (erkeklik hormonu) yapımında büyük rolü olan endokrin salgı bezleridir. Adrenal tümörler nadiren kötü huylu (malign) olmakla birlikte iyi huylu tümörlerinden fazlaca salgılanan hormonlar nedeniyle ciddi rahatsızlıklara yol açabilirler. Adrenal tümörlerin tedavisi ameliyatla tümörlü adrenal bezin çıkarılmasıdır (Adrenalektomi). Bu işlem robotik cerrahi, laparoskopik cerrahi veya açık cerrahi olarak uygulanabilir.

Retroperiton tümörleri

Primer retroperitoneal tümörler oldukça nadirdir. Genelde mezenkimal dokulardan köken alırlar. Sıklıkla sarkom histolojisinde olurlar. Ancak karşılaşıldığında genellikle büyük boyutlu ameliyatlar gerektirirler. Bu hastalar genellikle ameliyat sonrası kemoterapi ve / veya radyoterapiye de adaydırlar.


Testis tümörlerinin yayılımı sonrası büyük damarlar Aort ve Vena Cava (Ana Atardamar ve Toplardamar) çevresinde metastatik lenf bezi tutulumu olan hastalarda bu tümör dokuları açık cerrahi ya da robotik cerrahi ile gerçekleştirilen retroperitoneal lenf nodu diseksiyonu (RPLND) ameliyatı ile tamamen temizlenir.


Primer retroperitoneal tümörler oldukça nadirdir. Genelde mezenkimal dokulardan köken alırlar. Sıklıkla sarkom histolojisinde olurlar. Ancak karşılaşıldığında genellikle büyük boyutlu ameliyatlar gerektirirler. Bu hastalar genellikle ameliyat sonrası kemoterapi ve / veya radyoterapiye de adaydırlar.