Nükleer Tıp Bölümü’nde; kalp, böbrekler, karaciğer, tiroit, beyin gibi organların sağlıklı bir şekilde çalışıp çalışmadığı ve kemiklerde kanser, enfeksiyon veya travma olup olmadığı araştırılarak hizmet veriliyor.
Nükleer Tıp yöntemleri ile tıbbi sorunlara çok erken evrelerde tanı konabiliyor. Erken evrede hastalıkların kontrol altına alınabilmesi de tedavi başarısını artırıyor. Bu yöntemler bazı kanser türlerinde (örneğin meme kanseri ve melanom) hastalığın lenfatik yayılımını değerlendirmede ve cerrahiyi planlamada da yardımcıdır.
Nükleer Tıp Bölümü’nde; tiroit kanserinin ve bazı az rastlanan kanser türlerinin tedavilerinde özel olarak hazırlanmış hasta odalarında radyoizotoplar (bileşiklerin ve biyolojik moleküllerin izlenmesinde kullanılan bazı elementlerin radyoaktif hallerine verilen isim) kullanılıyor.
Nükleer Tıp testleri, hastalıkların görüntülenmesinde önemli katkılar sağlıyor ve insan vücudu üzerinde minimal müdahale şansı veriyor. Bu testler bir organ fonksiyonundaki anormallikleri ortaya çıkarmak ve çok ciddi hastalıkların erken teşhis ve tedavisi için kılavuzluk edebiliyor. Bu yöntemler ile tıbbi problemlere, diğer tanı yöntemleri ile olduğundan çok daha erken aşamada tanı konulabiliyor. Hastalıkların erken aşamada kontrol altına alınması tedavinin başarı oranını artırıyor. Testlere başlamadan önce radyoaktif ilaçlar damar içine veya ağız yolu ile alınıyor ve kısa bir süre sonra hastanın ilgili vücut alanlarının özel kameralar ile sağlanan ve "sintigrafi" denilen görüntüleri elde ediliyor. Bu radyoaktif maddeler ile yapılan incelemeler nükleer tıp uzmanları tarafından değerlendiriliyor.
Nükleer Tıp yöntemleri, meme kanseri ve melanom gibi bazı kanser türlerinin cerrahi tedavisinde hastalığın lenfatik yayılmasını değerlendirmek ve cerrahi planlama yapmak için de kullanılıyor.
Nükleer Tıp Bölümü’nde, tiroit kanseri ve bazı nadir kanser türlerinin tedavisinde radyoizotoplar kullanılıyor.
Nükleer Tıp Bölümü’nde gerçekleştirilen uygulamalar güvenli, ağrısız ve verimli şekilde sonuçlanıyor. Test başlamadan önce, radyoaktivite ile ilaç intravenöz veya oral olarak veriliyor. Kısa bir süre sonra, “sintigrafi” adı verilen vücut görüntüleri özel kameralar kullanılarak elde ediliyor. Bu görüntüler radyoaktif ilacın organ içinde ilerlemesini gösteriyor ve tanı için değerli bilgiler sağlıyor.